Reset (Nereden Nereye)

Bir gün bir etkinliğe katıldım ve bütün hayatım değişti..

 

2014 Yazında katıldığım Ulusal Gözlem Şenliği sonrası Astrofotoğrafi için şehir ve yakın yerlerdeki kısmen karanlık bölgelerde kendimi heba ettiğimi anladım. Bunun üzerine AYsız ve hava şartlarının güzel olduğu zamanlarda yılda toplamda 4-5 hafta kaçabileceğim bir dağ köyü/evi aramaya başladım. İlk baktığımız yer etkinliğinde yapıldığı Saklıkent / Antalya oldu. Evlerin çok ucuz olduğu yönünde aldığımız duyum beni ve benim gibi düşünen bir kaç arkadaşı daha heyecanlandırdı. Ancak bizim bu talebimizi dağ köyündeki amcalar yanlış anladılar ve fiyatlarını yukarı çektiler. Bunun üzerine o şıkkın üzerini çizdik. Ancak bir kere ok yaydan çıkmış ve şehirden uzaktaki hayatın tadını tatmış olmamım heyecanı ile arayışlarım devam etti. Antalya'dan yavaş yavaş İzmir e doğru araştırmamı daraltarak geldim. Bu arada da kafamda nasıl bir yer istediğime dair fikirler şekillenmeye başlamıştı. Bahçesi olmalıydı ve kundağı sabitleyeceğim bir yer yapacaktım. Sök tak taşı derdinden kurtulmak istiyordum. Hazır sabit yapınca düzeneği üzerine birde kulübe kondurayım açılır kapanır tavanlı tam olsun dedim.

 

Kulübe fiyatlarını öğrenince (Saklıkentteki ev fiyatına çıkıyordu) Acaba kendim yapabilirmiyim demeye başladım. Youtube da ahşaptan küçük ev yapımı videoları izlerken buldum kendimi. Bu video izleme süreci baya bir uzun zamanımı aldı. Resmen başka hiç bir şey ile ilgilenmez oldum. Varsa yoksa marangozluk videosu. Sonra kendimi KoçTaş a giderken buldum.. Bir baktım ufak ufak el aletleri almaya başlamışım. Ahşaptan kulübe yapacaksak şuda lazım bu da lazım derken küçük çaplı bir atölye kuracak kadar malzeme almışım. İşin rengi baya bir değişti ve bir anda kendimi Marangoz olmak isterken buldum. Ahşapla uğraşmalıydım. Ev ile ilgili planlarım yine değişti. Biraz daha büyük bir yer olursa kendime birde atölye yaparım demeye başladım. Neyse lafı fazla uzatmayayım, bir şekilde isteklerime uygun evi, uygun bir bölgede buldum. Şu anda bir kerecik teleskobu kurdum ve ufak bir AY çekimi yaptım. Bölgenin karanlığı kesinlikle çok tatmin edici. İnsan odasının penceresinden gecenin bir körü uyandığında Samanyolunu çıplak gözle görebiliyorsa bu paha biçilmez bir andır. En azından benim gibi bu işlerle haşır neşir olanlar için.

 

Yaklaşık 4 aydır yerleşme ile uğraşıyoruz. Atölyem baya ilerledi. Bahçeli ev derken içinde meyve ağaçları , zeytin ve bağ olan bir arazinin ortasında buldum kendimi. Şimdi elimde hortum o ağaç senin bu bağ benim koşturup duruyorum. Şehre olan nefretim daha da bir arttı. Emekli olup tamamen taşınacağım günler yakındır. Gelişmeleri daha sık bildirmeyi umuyorum. Gödence Observatory olarak isimlendirdim kendimce.. (Tamam kabul çok yaratıcı değil :D) Bir kaç kare fotoğraf paylaşayım :