Lars Von Trier

Yine farkında olmadan filmlerini izleyip beğendiğim bir başka yönetmen. 2000 lerin sonunda henüz torrent diye bir şey yokken, sinemada izlemiştim Dancer in the Dark (2000) ı tabiki unuttum sonra bu adamı.. akılda sadece kör olacağını bilen bir kadının çocuğunu kurtarma çabaları ve yoğun hüzünlü bir müzikal olduğu kaldı. Müzikal olup insanı darma duman eden başka film varmı bilmiyorum müzikallerle aram çok yoktur. Bu filmi de Björk yüzünden izlemiştim. Rivayete göre bazı sinemalarda girişte mendil dağıtılmış.

Yıllar sonra Dogville (2003) ile karşılaştım oyuncu kadrosu iyi diye bir umut oturup izlemeye çalıştım ancak başaramadım hiç tarzım değildi neydi o öyle tiyatro desen o değil film desen o değil konu desen tırt sanırım 10 dk dayanıp kapatıp geçmiştim.

 

ve Melancholia (2011) ile karşılaşma. Melankolinin dibine inmemizi sağlayan filmi. Mutlu bir gelinin adım adım dengesizleşmesi, yaklaşmakta olan bir gezegen. Varlıklı bir yaşam süren abla. Yalan dolan insanlarla dolu bir düğün yemeği. Yok oluş kabulleniş / edemeyiş.. İzlenmeli.

 

Daha sonra Antichrist (2009) izledim. Witchcraft konusunda tez hazırlarken etki altında kalıp içindeki şeytan ile tanışan ve onu kabullenen kadının, psikoterapist kocası ile yaşadıkları denebilir kabaca. İzlenmelimi ? Kesinlikle !

 

“Bu filmin yönetmeni Melankolinin yönetmeni sanki” diye düşünüp bir bakayım dedim. Yine geriye doğru bir aydınlanma yaşadım. Karanlıkta Dans a kadar hepsini o çekmiş.

 

Geçen haftalarda son filmi Nymphomaniac (2013) çıktı ve bizi bizden aldı. Altını çizeceğimiz bir çok repliğin olduğu, göndermeler konu geçişleri harika olan. Cinsellik,din, matematik ve daha bir çok konunun birbiriyle ustalıkla kesiştirildiği. Üzerine saatlerce konuşulabilecek şahane bir film. Tabiki güzel bir final.

 

Son filminide izledikten sonra artık Dogville ile yüzleşmemin zamanı gelmişti. Çektiği her filmi severek izliyorsam Dogville konusunda atladığım bir nokta var diye düşündüm. Sanırım ilk izlemeye çalıştığım zamanlardaki kafa yapım ile şimdiki aynı değilmiş yada yönetmene anca ısındım bilemiyorum. Geçen gün oturup izledim ve kendime kahrettim nasıl olurda daha önce başaramam bunu diye. Harika bir filmdi. Bir süre sonra film kendi dilini öğretiyor ve çok rahat bir şekilde izlemeye devam ediyoruz. Final tüm filmleri içindeki en iyi final denebilir. Birde bu Dogville in devam filmi varmış Manderlay (2005) hemen hiç zaman kaybetmeden onuda aradan çıkardım aynı sinema dili kullanılmış yine insan merkezli, sağlam karakter analizleri, ters köşe yaptığı bir sürü olay ve güzel bir final.. Bu seri bir üçleme olacakmış Wasington serinin son filmi bir türlü çekilmemiş belki ileride çeker.

 

Hızımı almışken Dear Wendy (2004) adlı filmi izlenecekler sırama ekledim bu filmde yönetmen koltuğunda değil senaryoyu yazmış.

 

Ayrıca İdiots (1998) diye bir filmi daha var (Sıraya aldım izleyemedim henüz) bu film biraz özel bir konumda. Lars Von Trier in başlattığı bir akım olan Dogma95 e katılan 4 yönetmen var. Çok katı kuralları olan bir manifesto yayımlıyorlar ve buna uygun film çekiyorlar. İdiots da bunlardan biri. Dogma95 kuralları (kısaca AntiHollywood denebilir)

 

1- çekimler yerinde gerçekleştirilmeli, set dekorları kullanılmamalıdır.

2- kaynağı belli olmayan, görüntüden bağımsız müzik kullanılmamalı.

3- omuzda kamerayla çalışılmalı.

4- film renkli çekilmeli. özel ışıklandırma kabul edilemez.

5- optik çalışmalar ve filtre kullanımı yasaktır.

6- film sahte olaylar içermemeli.

7- zaman veya mekan konusundaseyirci şaşırtılmamalı.

8- tür filmleri kabul edilemez.

9- film 35mm. formatında çekilmeli.

10- yönetmenin adı jenerikte geçmemeli

 

kopenhag, 13 mart 1995, pazartesi

dogma95 adına,

Lars von trier ve Thomas vinterberg

 

Bu imzayı atan 2nci yönetmen Thomas Vinterberg 9 yıl sonra Dear Wendy i çekmiş. Onun için bu filmden umutluyum imdb puanı düşük olmasına rağmen.

 

Dogma95 ci olan 4 yönetmen bir dizi çekiyorlar 70 dk lık ve 4 ayrı kanalda yayımlanıyor hemde 1999 u 2000 e bağlayan gün. Böylelikle izleyiciler kanallar arasında zaplayarak kendi kurgularını yapmış oluyorlar. Danimarka 2000 e bu şekilde girmiş ! Bizde kimbilir hangi dansöz vardı..

 

Çok uzun lafın kısası Sinemaya ortalama üstü bir ilginiz varsa yolunuz Lars Von Trier ile illaki kesişecektir. Doğru zamanda doğru filmi izlerseniz sevmemeniz sürpriz olacaktır.

 

Kendimce izleme sırası şu şekilde.

 

Nymphomaniac dialog bolluğu ve ilginç konusu nedeni ile uzun olmasına rağmen yönetmenin sert anlatımına ısınacağınız en kolay filmi. Üstüne Dogville ile devam edip eğer beğenirseniz Manderlay ile cila çekebilirsiniz. Antichirst ve Melancholia en sonada Dancer in the Dark.