Alejandro Gonzalez Inartitu

Babel, Amores Perros, 21 Grams, Biutiful
Babel, Amores Perros, 21 Grams, Biutiful

2000 yada 2001 de Paramparça aşklar köpekler filmi ile tanıdım ve sonra unuttum gitti bu adamı. Üzerine 21 Grams(2003), Babel(2006)i izledim. Geçen yıllarda biutiful(2010) izledim ve kim bunun yönetmeni yahu diye bakınca geriye dönük olarak bir aydınlanma yaşadım.

 

Bu filmlerin hepsini aynı adam çekmiş farkında olmadan yıllar içinde izleyip durmuşum, bilinçsiz seyirci en güzel seyirci. Hiçbir beklentim/önyargım olmadan seyretmişim ve hepsinide sevmişim. Az önce arşivimde hangi filmden bahsetsem acaba diye dolanırken Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler) görünce bugünü İnyarritu günü ilan edeyim ve bir şeyler yazayım dedim.

  

Genel olarak filmlerinde birbirinden bağımsız olaylar gerçekleşir, sonuçları bambaşka yerlerde etkisini gösterir. Çıkan etkiler sonucu ayrı ayrı izlediğimiz hayatlar kesişmiş olur. Bu tarz konular hep ilgimi çekmiş ve sevmişimdir. İnyarritu da bu işi çok iyi başarıyor.

 

Bir başka kesişmeden bahsetmek lazım bu noktada. İnyarritu 16 yaşında okuldan atılmış ve kendini müziğe vermiş, kısa bir süre sonra DJ likte isim yapmış. İlerleyen zamanda bir kırılma yaşamış ve reklam filmi çekmeye başlamış. Bu kırılmayı izlediği bir film sağlamış. Bir gün bir film izledim ve yönetmen olmaya karar verdim durumu söz konusu, işte kesişmenin hası şimdi karşımıza çıkıyor. İzlediği film 1982 de Cannes da en iyi film ödülünü alan ve Türkiye de yasaklı olan Yılmaz Güneyin “YOL” filmi.

 

Amores Perros a geri dönersek, çevirince Aşklar Köpekler şeklinde bir tercümesi oluyor. Amor es Perros yazınca ise Aşk Köpektir oluyor. Filmi izlediğimizde iki isminde konuya çok iyi uyduğunu görüyoruz. Ayrıca ingilizce isim olarak Love Dogs diye vizyona girmiş (Bir önceki yazımdaki Dog Days ile ilginç bir kesişme oldu şimdi :) ) IMDB ye baktığımızda ise informal title olarak Love’s a Bitch olarak biliniyor. Bunun nedeni sanırım afişteki Aşk Nedir sorusu. Aşk Perrodur (Köpek ve diğer anlamı ile Fahişe)

 

Filmde geçen bir replik vardır. Aslında Woody Allen daha önce kullanmıştır bu sözü ama bu filmde de güzel olmuştur. Tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarını anlat. Hatta bir adım daha geriye gidince sözün aslında İbrani bir atasözü olduğu öğreniliyor. Gereksiz bir bilgi ama Woody Allen ne güzel laf etmişte İnyarritu da bunu kullanmış diye bakmamak lazım.

 

21 Grams Sean Pean, Naomi Watts, Benicio Del Toro. Üçü bir arada tadından yenmez film. Kimse tam suçlu yada tam masum değildir. Bir felaket yaşayan birey hayat devam ediyor diyemez. Dışardakiler bu telkini yapsada kişi o noktaya çakılıp kalır. Bir çok farklı tanım daha yapılabilir. Birde gerçek bir dram vardır bu filmde eşine adamasının nedeni bir sene öncesinde çocuklarını kaybetmeleridir.

  

Babel Çinde bir kelebek kanat çırpar ve tüm dünya değişir desek yanlış olmaz sanırım. Meksika,Amerika ve Japonya. Artık kesişmelerin dibine vurduğu eseridir. Tüm dünyayı birbiri ile kesiştirir. Tadından yenmez bir hal alır.. “önyargı dolu bir dünyada, önyargısız bir film yapmak istedim” demiş İnyarritu film sonrasında.

 

Biutiful Barselonayı birde bu açıdan izlemek lazım. Woody Allen’ın Barselonasına karşılık İnyarritu nun Barcelonası.. İlginçtir ikisinde de erkek aynıdır Javier Bardem. (Aynı yazıda ikinci kez Woody Allendan bahsediyorum hadi hayırlısı.) Film baştan sona çirkinliklerle dolu, çarpıklıklar, dert tasa gam ne ararsan var. Gerilmek,üzülmek kahrolmak için birebir. O kadar diplerde dolanıyoruz ki en güzel şeyin Ölüm olduğunu düşünüyoruz. Son kısım.. işte Biutiful olan da orası zaten. Birde bu filmi izledikten sonra Barselona,Roma yada bu tarzda çakma çanta,cüzdan saat satan yerlere giderseniz o satıcılara bakışınız farklı olacak. Garanti veriyorum.

 

Filmler hakkında tonla yazı webde mevcut olduğu için ayrıntılı anlatma gereki duymadım ancak gönül rahatlığı ile dördünüde öneriyorum. Toplu halde oturulup gırgır şamata şeklinde izlenmemesi gereken filmlerdir. Mümkünse tek başınıza izleyiniz. Aksi halde filmlerden kopmanız çok zor olmaz. En küçük bir laf atma,geyik yapma tüm konsantrasyonu bitirip filmden zevk almamanıza neden olur.

 

Uzun bir aradan sonra bu yıl çekeceği bir film var. Kadro yine çok iyi bu sefer tür olarak komediyi deniyecek. Merakla bekliyoruz bakalım neler olacak. Hollywood içine çekiyor bu Meksikalıyı yavaş yavaş.